Suchergebnisse

Göç eden toplulukların gittikleri yerlerde üretim alışkanlıklarını devam ettirmeleri ve markalarını da beraberinde getirmeleri, marka kimliği ve imajının sürekliliği açısından önemlidir. 2011 yılında yaşanan Suriye iç savaşı birçok işletmeyi olumsuz etkilemiştir. Savaşın ardından birçok marka Suriye'den ayrılarak göç ettikleri ülkede yeni stratejilerle piyasada tutunmaya çalışmaktadır. İşletmeler markalarını yeni yerlerde tanıtarak kullandıkları pazarlama stratejileri ile kültürel mirasına odaklanmakta ve göç edilen yerde marka değerinin sürdürülebilirliğini sağlamaktadır. Suriye ve Gaziantep arasındaki tarihsel ve kültürel ilişkilerin varlığı Suriyeli işletmelerin Gaziantep'i tercih etme nedenleri arasında görülmektedir. Bu işletmelerin Suriye kültürü ve geleneklerini yansıtan ürünleri sunması, ekonomik gelişme sağlaması ve bölgedeki turizm sektörü açısından da önemlidir. Suriyeli işletmelerin markalarıyla birlikte göç etmesi, işletmelerin yeni yerde kabul görmesine yardımcı olmaktadır. Göçmen işletmeler kendi toplulukları arasında güçlü bağlar kurarak markalarını korumaktadır. Bu göçmen dayanışma ağları sayesinde statüler ve sosyal uyum, marka değerini korumakta kritik rol oynamaktadır. Bu işletmelerin yeni pazarlara girerken uyguladıkları yeni stratejilerin neler olduğu ve marka algılarının işletme yöneticileri açısından hangi yönde olduğunu belirlemek önemlidir. Bu makale ticari marka haklarına sahip olan Suriyeli işletmelerin Gaziantep'te mevcut marka ile devam ederken yöneticiler açısından marka algılarını ve onu nasıl devam ettirdiklerini belirlemek için yazılmıştır. Uygulama yöntemi olarak nitel araştırma bağlamında MAXQDA 2022 nitel veri analiz programı kullanılmıştır. Çalışma sonucunda: (i) Suriyeli işletme sahiplerinin marka devamlılığını sağlamak amacıyla ürünlerde farklılaşmaya gittikleri, (ii) çalışma saatlerini yeni ülkeye göre ayarladıkları, (iii) marka devamlılığından sorumlu kişilerin aile üyeleri olduğu, (iv) işletmelerin bütçe yetersizliğinden dolayı dijital platformlar üzerinden reklam yaptıkları bulgulanmıştır.

Abstract
Background Complex underlying mechanisms consisting of cytotoxic, excitotoxic, and inflammatory effects of intraparenchymal hemorrhage (ICH) are responsible for the highly detrimental effects on brain tissue. Oxidative stress also plays a significant role in brain damage after ICH; however, it is less important than other factors. In this study, we aimed to evaluate the oxidative stress parameters malondialdehyde (MDA) and antioxidant-reduced glutathione (GSH), superoxide dismutase (SOD), and catalase (CT) activities in operated and nonoperated patients with spontaneous ICH.
Methods One hundred patients with spontaneous ICH and 100 healthy controls were included in this study. Within the indication, 50 of the 100 patients underwent decompressive surgery. MDA, GSH, SOD, and CT activities were measured in the serum obtained from the patients.
Results SOD and CT levels were lower in the nonoperated group than in the operated and control groups. GSH was similar in the operated and nonoperated groups, but it was lower in the control group. However, MDA was higher in those who did not undergo surgery than in the other groups.
Conclusions In our study, MDA, an indicator of oxidative stress, was found to be lower, and CT and SOD activities were found to be higher in ICH patients who underwent decompression than in those who did not. This is the first study to present the correlations of MDA, SOD, CT, and GSH in operated and nonoperated patients with spontaneous ICH.