Suchergebnisse

Burnout is a state of emotional, physical, and mental exhaustion due to exposure to excessive and prolonged stress. It isn't a medical condition. However, it negatively affects the creativity of employees. The individual with increasing burnout withdraws into his/her world by reducing his/her social ties with his/her environment. Those who are self-isolating might try to connect with the outside world by using social media more. This study primarily aims to examine the mediating effect of creativity on how burnout affects social media use among physicians through a correlational survey study design. Personal information form, Maslach Burnout Inventory, Kaufman Domains of Creativity Scale, and Social Media Disorder Scale were utilized as measures. A total of 529 physicians participated in the study. According to the results, there is a correlation between burnout and self/everyday creativity, as well as self/creativity and social media use. Moreover, there is a correlation between burnout and social media use. It was concluded in the study that creativity among physicians had a mediating effect on social media user. This study is meaningful in terms of seeing the effect of burnout on self/everyday creativity and social media usage. Directing physicians to programs that reduce/prevent burnout might positively affect their self/everyday creativity and social media usage.

Bu çalışmada uygulamanın ilk kısmında Türkiye'nin ülke risk priminde gözlenen volatilite 2004-2022 dönemi için incelenmiştir. Daha sonra ülke risk primi ile seçili makroekonomik değişkenler (dolar kuru, enflasyon, faiz ve BİST-100) arasındaki kısa ve uzun dönemli ilişki araştırılmıştır. Bu bağlamda çalışmada ARMA(3,3)-GJR GARCH (1,1) modeli ile volatilite modellemesi yapılmış ve daha sonra ARDL sınır testi uygulanmıştır. Volatilite modellemesi sonucunda ülke risk primi sistemine gelen şokların volatilite direnci düşük çıkmıştır. Yine volatilite modellemesi sonucunda Asimetri katsayısına göre sistemde kaldıraç etkisi bulunmamaktadır. İncelenen dönemin uzun bir zaman dilimi olduğu göz önünde bulundurularak seride olabilecek yapısal kırılmalar, Varyansta Kırılma testi ile incelenmiş ve bulunan dört kırılma tarihi modele dâhil edilmiştir. Varyans denkleminde kırılma tarihlerinin dâhil edildiği modelin geçersiz çıkması sonucu ile volatilite direncinin düşük çıkması, birbirini destekleyen sonuçlar olarak dikkati çekmektedir. ARDL sınır testi sonucunda ülke risk primleri ile modelde kullanılan makroekonomik değişkenler arasında uzun dönemli eşbütünleşme ilişkisi belirlenmiştir. ARDL modelinde kısa ve uzun dönem birlikte dikkate alındığında ülke risk primleri üzerinde etki gücü en yüksek faktörün sermaye piyasası olduğu belirlenmiştir. Uzun dönemde fiyatlar genel düzeyi kaynaklı şoklar, ülke risk priminde artışa neden olurken kısa dönemde bağımsız değişkenlerden ülke risk primi üzerine çeşitli gecikmelerden anlamlı etkiler belirlenmiştir. ARDL modelinde kısa dönem sonuçları ile hesaplanan ECM'ye göre bir önceki dönemde oluşan şokun neden olduğu dengesizliğin %26'lik kısmı cari dönemde giderilerek uzun dönemli denge konumuna ulaşılmaktadır.

İş hayatında kadınların aktif olması gerek ekonomik gerekse sosyal açıdan son derecede önemlidir. Turizm sektöründe, her geçen gün kadın çalışanların sayısı giderek artmaktadır. Söz konusu bu durum, kadın çalışanların sektörde hangi pozisyonlarda görev aldığını ve karşılaştıkları sorunların neler olduğu sorusunu da dikkat çekmektedir. Bu çalışmada kadınların diğer sektörlere göre yüksek oranda istihdam edilmesine olanak sağlayan turizm sektöründe, kadınların yönetici kademesinde karşılaştıkları sorunların belirlenmesi amaçlanmıştır ve Ordu ilinde faaliyet gösteren turizm işletme belgeli 4 ve 5 yıldızlı konaklama işletmelerinde gerçekleştirilmiştir. Nitel araştırma tekniğinin uygulandığı çalışmada yarı yapılandırılmış açık uçlu mülakat soruları hazırlanmıştır ve 9 konaklama işletmesi için 11 kadın yönetici ile görüşme sağlanmıştır. Elde edilen bulgulara göre yüz yüze görüşme yapılan kadın yöneticiler, Ordu ilindeki otel işletmelerinde kadın yöneticilere kariyer fırsatlarının yeterince sunulduğunu, ancak bu fırsatların belirli departmanlarda yoğunlaştığını ifade etmektedirler (Satış ve Pazarlama, Kat hizmetleri, Ön büro, İnsan Kaynakları vb.). Bunun yanı sıra ücretlerin düşük olması, uzun ve esnek çalışma saatleri, sosyal güvence yoksunluğu, kariyer olanaklarında fırsat eşitsizliği, toplumsal cinsiyet ayrımcılığı, ataerkil zihniyet, kişinin özel hayatı ve iş hayatı arasında denge kuramama gibi zorluklarla da karşılaştıkları güçlükler araştırma bulgularında yer almaktadır.