Suchergebnisse

Kadına yönelik aile içi şiddet, boyutu ve türleri değişmekle beraber tüm dünyada kadınların
yaşadığı ortak ve önemli bir toplumsal sorundur. Kadına yönelik aile içi şiddet kadınları sadece
fiziksel ve psikolojik olarak etkilememekte aynı zamanda hukuki, sosyal, siyasal ve ekonomik
statülerinin gelişmesini de engellemektedir. Bu çalışmada, kadına yönelik aile içi şiddeti etkileyen
faktörler belirlenmeye çalışılmış ve kadının işgücüne katılımının aile içi şiddet üzerindeki etkisi
değerlendirilmiştir. Veriler, 2008 ve 2014 yıllarında Türkiye İstatistik Kurumu tarafından
yapılan "Türkiye'de Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Araştırması" anketlerinden elde edilmiştir.
Analiz iki durumlu logit model ile gerçekleştirilmiştir. Analiz sonuçlarına göre kadının yaşı
arttıkça kadına yönelik şiddetin arttığı tespit edilmiştir. Kadının ve eşinin eğitim düzeyi arttıkça
aile içi şiddetin azaldığı g.rülmüştür. Kadının çalışması yani işgücüne katılması şiddet görmesini
engelleyen bir faktör değildir. Çalışan kadınların çalışmayan kadınlara göre fiziksel ya da cinsel
şiddet yaşama olasılığı daha fazladır. Eşlerin alkol kullanması, kumar oynaması ve uyuşturucu
kullanması durumunda aile içi şiddetin arttığı belirlenmiştir. Marmara Bölgesine göre en fazla
aile içi şiddetin yaşandığı bölge 2008 yılında Doğu Anadolu Bölgesi, 2014 yılında İç Anadolu
Bölgesi olarak tespit edilmiştir.

Bu çalışmada kamu harcamaları, hükümet istikrarı ve yozlaşmanın ekonomik büyüme üzerindeki etkilerinin dışa açıklık ve nüfus artışı gibi kontrol değişkenleriyle incelenmesi amaçlanmaktadır. Ampirik analizler Dünya Bankasınca üst ve alt orta gelirli olarak sınıflandırılmış 33 ülkenin 1999-2014 dönemine ilişkin yıllık panel verileri kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Statik ve dinamik panel veri yöntemleri kullanılarak gerçekleştirilen ampirik analiz sonuçları ilgili ülkelerde kamu istikrarı ve dışa açıklık değişkenlerinin ekonomik büyüme üzerindeki istatistiksel olarak anlamlı pozitif etkilerine işaret etmektedir. Bununla birlikte, yozlaşma, nüfus artışı ve kamu harcamalarının ekonomik büyüme üzerinde istatistiksel olarak anlamlı ve negatif yönlü etkileri olduğu tespit edilmiştir.