Turistik Destinasyonların Pazarlamasında Kent İmajı Algısı: Mardin İli Üzerine B
In: International journal of academic value studies, Band 3, Heft 14, S. 224-236
ISSN: 2149-8598
13 Ergebnisse
Sortierung:
In: International journal of academic value studies, Band 3, Heft 14, S. 224-236
ISSN: 2149-8598
In: Sosyolojik bağlam dergisi: Journal of sociological context, Band 2, Heft 3, S. 14-40
ISSN: 2757-5942
Türkiye'de Suriyeli göçmenlerin artık misafirlik statüsünden çıkarak yerleşik hale gelmeleriyle birlikte ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda meydana gelen yerliler açısından olumsuz yöndeki değişimler gündelik hayatı etkileyen temel meseleler olarak ortaya çıkmaktadır. Gündelik hayatın farklı alanlarında meydana gelen değişim ve dönüşümler yerli halk ile yabancı arasındaki gündelik iletişim ve etkileşimi biçimlendiren temel belirleyiciler olarak karşımıza çıkmaktadır. Dolayısıyla, bu çalışmada Türkiye'de Suriyeli göçmenlerin yoğun olarak yaşadıkları sınır bölgelerinden biri olan Mardin ilinde göçmenlerin gelişi ve yerleşik hale gelmeleriyle birlikte ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda meydana gelen değişimler ve onlara yönelik ayrımcı, dışlayıcı ve ötekileştirici söylem ve eylemlerin meşrulaştırıcı kaynaklarının tespit edilmesi amaçlanmıştır. Araştırmada nitel yöntem bağlamında derinlemesine görüşme tekniği kullanılmıştır. Bu yönde, Mardin'in kent merkezi ve Kızıltepe ilçesinde yaşayan yerli halktan 36 katılımcı ile derinlemesine görüşmeler yapılmıştır. Suriyeli göçmenlere yönelik ayrımcı, dışlayıcı ve ötekileştirici söylem ve eylemlerin meşrulaştırıcı kaynakları oluşturulan farklı kategoriler temelinde izah edilmeye çalışılmıştır. Bulgulara göre, uzun bir süredir artık Türkiye'de kalıcı hale gelen yabancı göçmenler yerli halk tarafından çoğunlukla düzen bozan ve daha da fazla bozma potansiyeline sahip tehlikeli dış gruplar olarak algılanmaktadır. Bu çerçevede, düzen bozucu, keyif düşkünü, tembel, vefasız, toprağını savunmayan aciz, istilacı ve işgalci olarak öteki kategorisine yerleştirilen ve günah keçisi ilan edilen göçmenlere yönelik toplumda ortaya çıkan damgalayıcı, ayrımcı, dışlayıcı söylem ve eylemler meşrulaştırılmaktadır.
In: HEGEM yayınları 24
In: Araştırma, inceleme serisi
In: Rapor no. 2014-1
In: Hukuk, ekonomi, politika
Includes bibliographical references
In: Do yayınları 23
In: Anlatı 1
Res§ʹo Kuri; Kurd; history; Turkey; Kurdish people; social life and condition
In: İletişim yayınları 1502
In: Memleket kitapları 16
1925 yılında Musul Meselesi aleyhine sonuçlanmış olan Türkiye, enerjide dışa olan bağımlılığını azaltmak için petrol arama çalışmalarına ağırlık vermiştir. Petrol arama çalışmalarını kendi içerisinde iki dönemde ele almak gereklidir. Birinci dönem; petrol sahalarının tespiti sürecinin yaşandığı jeolojik etüt çalışmalarıdır. Başlangıçta Lüksemburglu Dr. Michel Lucius, 1929 yılından sonra ise ABD'de yaşayan mühendis Cevat Eyüp Taşman'ın Türkiye'ye gelmesi üzerine O'nun öncülüğünde jeolojik etüt çalışmaları yapılmıştır. Etüt çalışmaları Hükümet adına yapıldığı gibi yerli sermayedarlar ve yabancı şirketler de Hükümetten aldıkları izin üzerine bu petrol arama çalışmalarına katılmışlardır. Petrol arama çalışmalarının ilk günlerinde gerek kanuni altyapının bulunmaması gerekse kurumsal birikimin olmaması nedeniyle bu yöndeki eksiklikler de giderilmeye çalışılmıştır. Yapılan etüt çalışmaları ve zaman içerisinde petrol arama çalışmalarının kurumsal bir kimlik kazanması üzerine petrol arama çalışmalarında ikinci dönem başlamıştır. Bu dönemde ise eldeki veriler eşliğinde petrol bölgesi olduğu düşünülen yerlerde sondaj çalışmaları yapılmıştır. Dönemin İktisat Vekili Celal Bayar'ın da hazır bulunduğu bir törenle Mardin ili Midyat ilçesi Basbirin bölgesinde ilk sondaj kuyusu açılmıştır. 13 Ekim 1934 tarihinde başlatılan sondaj çalışmaları neticesinde Basbirin-1 ismi verilen kuyuda petrol emarelerine rastlanılmışsa da bu petrolün ekonomik bir değeri olmadığı gerekçesiyle 15 Haziran 1936'da sondaj kuyusu kapatılmıştır. Basbirin bölgesinden sonra Midyat ilçesindeki Hermis ve Kerbent bölgelerinde sondaj çalışmalarına devam edilmiştir. Sondaj çalışmalarından sonuç alınamaması üzerine Türkiye'nin ekonomik değerli ilk petrol kuyularının açılacağı Raman Dağı'nda çalışmaların devam etmesi kararlaştırılmıştır. Bu çalışmanın amacı; 1940 yılında Siirt vilayeti Beşiri İlçesi İluh (Batman) nahiyesinde ekonomik değer teşkil eden ilk petrol kaynakları tespit edilene kadar ki süreçte Türkiye'nin petrol arama çalışmalarını ortaya koymaktır ; Turkey, in 1925, as the Mosul issue resulted against it, in order to reduce its dependence on foreign energy, has focused on oil exploration. It is necessary to consider oil exploration in two different periods. First period was the period in which geological survey of oil fields was performed. Originally, the exploration activities started with Michel Lucius from Luxembourg, but after 1929, continued with Engineer Mr. Cevat Eyüp Taşman who came to Turkey from the United States. New geological survey work has been performed under his leadership. The survey studies have been performed on behalf of the government but it was also possible for local investors and foreign companies to participate in these oil exploration works upon the permission received from the government. Due to the lack of legal infrastructure and corporate know-how during the first days of the oil exploration efforts, such deficiencies have also been tried to be eliminated during the process. As a result of the survey studies made and as the oil exploration work gained an institutional identity, the second period in oil exploration has started. In this period, drilling operations were carried out in the areas where it was thought to contain oil pursuant to the available data. The first borehole was drilled in the Basbirin region of Midyat district of Mardin province with a ceremony with the presence of Celal Bayar who was the Deputy Minister of Economy at the time. As a result of the drilling operations initiated on October 13th, 1934, even though traces of oil were encountered in the well known as Basbirin-1, this borehole was closed on June 15th, 1936, on the grounds that the oil in it had no economic value. After the Basbirin region, drilling operations were continued in the Hermis and Kerbent regions of Midyat. Upon the lack of positive results from these drillings, it was decided to continue the exploration surveys at Mount Raman, which was going to be the region where Turkey's first economically viable oil wells were to be established. The purpose of this study is to reveal the oil exploration attempts of Turkey throughout the process until the first economically viable oil resources were found in İluh (Batman) sub-district of Beşiri district of Siirt province in 1940.
BASE
Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP), Adıyaman, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Batman, Siirt, Şırnak ve Mardin olmak üzere 8 ili kapsayan bölgenin, sosyo-ekonomik kalkınmasında, öncelikle sulama ve hidroelektrik üretimine dönük, sanayi, ulaşım ve sosyal sektörleri içeren, 13 büyük projenin toplamından ibarettir. GAP'ın gerçekleştirilmesi ile bölgeye yetişmiş insan gücü gelişinin hızlanması sonucu, tanrısal kalkınma, ulaştırma ve destek hizmetleri de gelişecektir. Böylece iç barış ve refahı sağlayacak olan Türkiye, dış politikada daha güçlü, inanılır ve örnek bir ülke konumuna gelecektir. ; South-East Anatolia Project is made up of the total of 13 big projects containing industry, transport and social sectors belonged to watering and hydroelectric production of the region . containing these 8 cities which are Adıyaman, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Batman, Siirt, Şırak and Mardin. As a result of speeding the coming of the skilled men into the region by the realization of GAP, agricultural development transport and the support services will progress too. Therefore, Turkey, which supplies peace at home and wealth to the region, will come to a reliable, stronger and a nomince country position in the foreign politics.
BASE