Der Autor, der sieben Jahre in der Islamic Development Bank gearbeitet hat, behandelt in seinem Buch u.a. folgende Themen: Grundlagen der islamischen Wirtschaft; islamische Kreditwirtschaft; das Verhältnis Arbeitgeber - Arbeitnehmer; Wirtschaftsunternehmen; Gemeinsamer Markt; Auslandsschulden; Unterentwicklung; Verschwendung; den zweiten Golfkrieg und seine wirtschaftlichen Auswirkungen auf die arabischen Länder. (DÜI-Ers)
The importance of studies on Islamic economics and finance in Europe has increased from the middle of the 20th century to the present. It is aimed to show the studies and practices in the field of Islamic economics and finance, as well as their development processes in Europe in this essay. The countries that included in our work about Islamic economics and finance in Europe are as follows, UK, Netherlands, Germany, France, Sweden, Lithuania, Italy and Switzerland.
It was examined in detail in which research centers study on this field were carried out by touching on where and how Islamic economics and finance first emerged in Europe in this study. Also, the articles, theses, and books, published by experts working on the development of Islamic economics and finance in Europe, are included. In particular, recommendations are given deductively from historical trends, sources, information and methodological possibilities in the development of modern Islamic economics and finance. This study reveals that important researches and studies have been carried out in the fields of Islamic economics and finance in Europe in terms of both theory and practice. Also, it is observed that there are many experts and academicians who leading the studies in the field of Islamic economics and finance, and that financial centers in Europe have taken important steps towards globalization.
ln the modern era, the paradigm of a country's economy has moved to a more critical stage, the lslamic economy entered as a solution to the current of dissatisfaction conventional economic system. lslamic economic instruments has been developed, one of which is zakat, according to research by institut pertanian bogor (lPB) and Badan amil zakat nasional (BAZNAS), zakat potential in lndonesia 217 trillion but gathering in the new field reached about $ 2.8 trillion (zakat management institutions). The amount of this potential would be a good fiscal policy, if managed properly. ; Modern çağda, bir ülkenin ekonomisinin paradigması, daha kritik bir aşamaya geldi; lslam ekonomisi, konvansiyonel ekonomik sistemden memnuniyetsizliğin bugününe bir çözüm olarak girdi. lslami ekonomik araçlar geliştirildi, bunlardan biri zekat. İnstitut pertanian bogor (IPB) ve Badan amil zakat nasional (BAZNAS) tarafından yapılan araştırmaya göre Endonezya'daki zekat potansiyeli 217 trilyon, ancak yeni alandaki toplama yaklaşık 2.8 trilyon dolara ulaştı (zekat yönetim kurumları). Bu potansiyelin miktarı, düzgün bir şekilde yönetilirse, iyi bir mali politika olacaktır.
One of the most important concepts and indicators in the Islamic Economic System is fairness. The present study intends to examine this important rule in the economics literature and Islamic texts in order to analyze its various dimensions and aspects. In the present study, the functions of fairness are described in four field in the legal system of economy, international trade, transactions and banking. The added value of the present research is that fairness is one of the policy instruments for evaluating and monitoring the Economic System performance. Finally, some teachings of this important rule are presented to improve domestic and international Economic Systems. Institutionalizing and realizing fairness in the Economic System leads to the justice of the information system, reduce the control cost, realize the fair system of information flow in order to secure the right, fairness in determining the production profit or the added value of commodity, resolve the problem of transparency and symmetry of information in financial markets, the social balance in economic issues, improve the accountability in Economic System. ; İslam Ekonomik Sistemindeki en önemli yaklaşım ve ögelerden biri hakkaniyettir. Elinizdeki bu çalışma ekonomi literatürü ve İslami metinlerde geçen bu önemli kaideyi farklı boyutları ile analiz etmeyi amaçlamaktadır. Bu çalışmada hakkaniyetin işlevleri ekonomi, uluslararası ticaret, alış veriş işlemleri ve bankacılık alanlarını tanımlayan hukuki çerçeve içinde dört ana alanda tanımlanmıştır. Çalışmanın sonucunda hakkaniyet konseptinin ekonomik sistemin performansının değerlendirilmesinde ve izlenmesinde önemli bir politika aracı olduğu tespiti yapılmıştır. Sonuç olarak bu önemli kaidenin ışığında yerel ve uluslararası ekonomik sistemi geliştirecek bazı noktalar sunulmuştur. Ekonomik sistemde hakkaniyetin kurumsallaşması ve gerçekleştirilmesi bilgi sistemlerinde adalete, kontrol maliyetinin azaltılmasına ve hakların korunması adına adil bir bilgi akışının kurgulanmasına, üretim karlarının veya ürünün katma değerinin belirlenmesi konusunda hakkaniyete, finansal piyasalarda bilginin simetrik ve şeffaf olarak dağılmasına, ekonomik alanda Sosyal dengeye ve ekonomik sistemde hesap verebilirliğin gelişmesine katkı sunacaktır
In: Kılıçaslan, H. (2016). "Alternatif Bir Sistem Olarak Ortaklık Ekonomisi'nin Değerlendirilmesi", International Congress on Political, Economic and Social Studies (ICPESS), 24-26 August, 2016, Sakarya: Beşiz Yayınları, 447-457
Bu çalışma; "Türkiye'deki şeri yönetişim mekanizmasında Din İşleri Yüksek Kurulu'nun (DİYK) nasıl bir yeri vardır?" sorusuna yanıt aramaktadır. Bu bağlamda çalışmada, Türkiye'deki şeri yönetişim aktörlerinden olan DİYK'nin şeri yönetişim mekanizmasındaki yerinin ve öneminin keşfedilmesi amaçlanmaktadır. DİYK'nin şeri yönetişimdeki rolünü ve fonksiyonlarını ele almak için nitel araştırma desenlerinden durum çalışması (case study) tercih edilerek yarı yapılandırılmış mülakatlar gerçekleştirilmiştir. Araştırma grubunu üç kurul üyesi ve üç kurul uzmanı oluşturmaktadır. Görüşmeler sonucunda 530 dakikalık ses kayıtları elde edilerek çözümlenmiş ve 67 sayfalık metin elde edilmiştir. Bu metinler ve görüşme notları Atlas Ti programı aracılığıyla analiz edilerek 5 tema ve bunlara bağlı 33 alt temaya ulaşılmıştır. Bu temalar şunlardır: Erişim kanalları, fetva, kurumsal boyut, İslam ekonomisi ve finansı (İEF) alanına katkıları, şeri yönetişim. İlgili temalar, DİYK'nin Türkiye'deki şeri yönetişimdeki yerini ve önemini keşfetmek açısından zengin bir içerik sunmaktadır. Türkiye'deki şeri yönetişimi ele alan sınırlı sayıdaki çalışmalardan biri olan bu çalışmanın hem saha çalışmasına dayanması hem de şeri yönetişim aktörlerinden DİYK'yi ele alması açısından literatüre özgün bir katkı yapması beklenmektedir.
Sorumlu Yazar: Prof. Dr. İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi, E-posta: metin.toprak@izu.edu.tr, : orcid:0000-0001-9217-6318 Söz konusu çalışma İstanbul'da 21-22 Kasım 2011 tarihinde düzenlenen "İslam İşbirliği Teşkilati (İİT) Üyesi Ülkelerin Rekabet Hukuku ve Politikasi Alanındaki İhtiyaçlarının Tespiti" konulu konferansa dayanmaktadır. Söz konusu etkinlik Türk Rekabet Kurumu (TRK) ve İslam Ticareti Geliştirme Merkezi (ICDT) tarafından organize edilmiştir. ; In the Organization of Islamic Cooperation countries, the development of the market economy in terms of institutions and instruments is not yet mature. Turkey is among the most advanced Islamic countries in terms of both the market economy and democracy. Being a member of OECD and having long term relationships with the European Union has given Turkey a unique role model in the Islamic world. As a result of various workshops conducted by the OIC countries, Turkey is considered to be the most competitive economy and having a leading capacity to promote competition in the Islamic world. In this study, it is envisaged to draft an organizational and functional architecture for a competition policy forum among OIC countries (Figure 1). This policy forum can be comprehensive in the context of the leading economic sectors of each country. In this study, a proposal has been developed according to the results of field research and subsequent meeting on competition law and policy for the OIC countries conducted by the Turkish competition authority. In this way, Turkey will reinforce its benchmark status on the one hand and will create positive externality by reflecting its experiences with the Western institutions, instruments, and values to other OIC countries on the other hand. The organizational and functional architectural design developed for the policy forum is in line with the approaches of the OECD and the EU. ; İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) üye ülkelerinde piyasa ekonomisinin kurumlar ve araçlar temelinde gelişimi henüz olgunlaşmamıştır. Türkiye, hem pazar ekonomisi hem de demokrasi açısından en gelişmiş İslam ülkeleri arasında yer almaktadır. OECD üyesi olması ve Avrupa Birliği ile uzun vadeli ilişkileri, Türkiye'nin İslam ülkeleri arasında bir rol model olmasını sağlamıştır. İİT nezdinde gerçekleştirilen çeşitli çalıştaylar, Türkiye'nin en rekabetçi ekonomi olduğu ve İslam dünyasında rekabeti özendirmede öncülük kapasitesine sahip olduğunu göstermektedir. Bu çalışmada, İİT ülkeleri arasında bir rekabet politikası forumu için organizasyonel ve işlevsel bir mimari önerilmektedir. Bu politika forumunun kapsamı, her ülkenin önde gelen ekonomik sektörleri bağlamında farklılık gösterebilir. Bu çalışma, Türk rekabet otoritesinin yürüttüğü İİT ülkelerine yönelik rekabet hukuku ve politikası üzerine bir alan araştırması ve sonrasında gerçekleştirdiği toplantı sonucuna göre bir öneri geliştirmiştir. Bu şekilde, Türkiye bir yandan referans olma statüsünü güçlendirecek ve diğer yandan Batılı kurumlar, araçlar ve değerlerle ilgili deneyimlerini diğer İİT ülkelerine yansıtarak olumlu dışsallık yaratacaktır. Politika forumu için geliştirilen organizasyonel ve fonksiyonel mimari tasarım, OECD ve AB'nin yaklaşımlarıyla uyumludur.
a Sorumlu Yazar: Doktora Öğrencisi, İslam Ekonomisi ve Finansı, İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi, Eposta: safa.yildiran@izu.edu.tr, orcid:0000-0002-4511-0516 b Prof. Dr., İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi, İşletme ve Yönetim Bilimleri Fakültesi, E-posta: monzer.kahf@izu.edu.tr, orcid:0000-0001-7627-7098 ; Small and medium enterprises (SMEs) are crucial for economies in terms of their contributions to gross national product, employment, and innovation. Besides their contribution, the issue of financial inclusion of SMEs has not been solved yet. The unsatisfied needs of SMEs for financing and the improvements in the technological facilities lead to new financial solutions within the scope of financial technologies. Among them, crowdfunding comes into prominence with its enormous growth in the last decade. In this study, the current regulatory framework for the crowdfunding platforms in Turkey launched in 2019 has been analyzed comparatively with the regulation in the United Arab Emirates (UAE), the most benchmarked jurisdiction in the Middle East and North Africa, in terms of the scope of the crowdfunding platforms, Shari'ah-compliance, the conditions for the entrepreneurs and the investors, and secondary markets. Based on the comparison, the findings imply that the legislative framework of the UAE is more flexible and less restrictive compared to that of Turkey. Although both regulations consist of the same type of conditions for the entrepreneurs and the investors, regulators in Turkey specify each condition with specific limits, while the regulators in UAE only define the types of conditions and charge the platforms with setting the limits and other details. It can be said that the second approach leads to a more competitive crowdfunding market in the UAE. ; Küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ) milli hasılaya, istihdama ve teknolojik gelişmelere katkıları açısından ekonomiler için oldukça önemli bir konumdadır. Söz konusu katkılarına rağmen KOBİ'lerin finansmana erişim meselesi henüz çözüme kavuşturulamamıştır. KOBİ'lerin tam anlamıyla karşılanamayan finansman ihtiyacı ve teknolojik imkanların gelişmesi finansal teknolojiler bağlamında yeni çözümleri beraberinde getirmiştir. Bunlar arasından son on yılda ciddi büyüme kaydeden kitlesel fonlama sektörü ön plana çıkmaktadır. Bu çalışmada kitlesel fonlama platformlarına yönelik 2019 yılında yürürlüğe giren Türkiye'deki yasal düzenlemeler ile bu hususta Orta Doğu ve Kuzey Afrika'da en fazla referans alınan Birleşik Arap Emirlikleri'ndeki (BAE) düzenlemeler kitlesel fonlama platformlarının kapsamı, Şer'i uyumu, girişimci ve yatırımcı olmak için gereken şartlar ve ikincil piyasalar açısından karşılaştırmalı olarak analiz edilmektedir. Karşılaştırmanın neticesinde elde edilen bulgular, BAE'deki yasal çerçevenin Türkiye'dekine kıyasla daha esnek ve daha az sınırlandırıcı olduğuna işaret etmektedir. Her ne kadar iki ülkedeki düzenlemeler girişimciler ve yatırımcılar için benzer koşullar barındırsa da Türkiye'deki düzenleyiciler her bir koşul için belirli sınırlar tayin ederken BAE'deki düzenleyiciler sadece koşulları tanımlamakla yetinerek limitlerin ve diğer detayların belirlenmesi hususunda platformlara sorumluluk yüklemektedir. İkinci yaklaşımın, BAE'de daha rekabetçi bir kitlesel fonlama piyasasına imkan tanıdığı söylenebilir.
CONTENTS / İÇİNDEKİLER Boards and Committees / Kurullar ve Komiteler iii Contents / İçindekiler v Evolution of Income Inequalities Among World Economies 1 Archana KUMARI The Permanent Income Hypothesis: Evidence from Ghana / Sürekli Gelir Hipotezi: Gana'dan Kanıt 3 Sherif Abdul RAHAMAN Impacts of Climate Change on Household Income Level of the Farmers: Evidence from Turkey / İklim Değişikliğinin, Çiftçilerin Hanehalkı Gelir Düzeyine Etkileri: Türkiye Örneği 5 Mozharul ISLAM The Barriers of Income Equality: Comparison of Turkish and British Investments within the Telecommunication Sector 8 Hakan SATIROĞLU Ten Years of Reign: The Rise, Dominance and Fall of Nokia and Its Impacts on Finnish Economy / On Yıllık Hükümranlık: Nokia'nın Yükselişi, Hakimiyeti, Düşüşü ve Finlandiya Ekonomisi Üzerindeki Etkileri 10 Naci İbrahim KELEŞ, Mahsum ÖKMEN, Merve SEVEN Safe Haven or Risk Hazard? Bitcoin, Gold and S&P 500 Before and During the Covid-19 12 Işık AKIN Turkey's Growth Model and Institutional Complementarities / Türkiye'nin Büyüme Modeli ve Kurumsal Tamamlayıcılık 14 Emre ÜNAL, Fatih ADLI Finansal Krizlerde Bulaşma ve 2008 Krizinin Gelişmiş ve Gelişmekte Olan Ülkelere Etkisi / Contagion in Financial Crisis and the Effects of the Financial Crises on Selected Emerged and Emerging Economies 17 Büşra ÖZDEMİR, Eşref Uğur ÇELİK Ülkelerin Sahip Olduğu Teknoloji Düzeyi Ekonomik Başarının Kaldıracı Mı? Gelişmiş Ülkeler Örneği / Is the Level of Technology that Countries have the Leverage of Economic Success? Developed Countries Example 20 Ali ÇELİK, Nuran AKDAĞ Matematiksel Temelli Sosyal Anlaşma: Ücret Politikası / Mathematical Based Social Contract: Wage Policy 22 Emre ÜNAL, Doğan FURKAN The Effects of Trade Volume, Volatility and Market Share on Bid-Ask Spreads in Bitcoin Exchanges / İşlem Hacmi, Oynaklık ve Pazar Payının Bitcoin Borsalarında Alım-Satım Marjı Üzerine Etkileri 24 Hakan BAL Türkiye ve ABD'deki İşveren Katkılı Özel Emeklilik Planlarının Çalışanlara Sağladıkları Teşvik ve Avantajlar Açısından Karşılaştırılması / Comparison of Employer Contributed Pension Plans İGES in Turkey and 401(k) in the US 27 Bülent İLHAN Interest Rate Risk and Its Determinants in the Banking Sector: BIST Banks 30 Ahmet KORKMAZ Liquidity Timing Ability of Fund Managers under Changing Market Dynamics / Değişen Market Dinamiklerine Göre Fon Yöneticilerinin Likidite Zamanlama Yeteneği 32 Hale YALÇIN, Sema DUBE
Yüksek Lisans Tezi ; Soğuk Savaş yıllarında ortak güvenlik politikalarının uyuşması sonucu iki yakın müttefik olan Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD) arasındaki ilişkiler, Berlin Duvarı'nın yıkılması ve Sovyetler Birliği'nin dağılmasının ardından da karşılıklı güvene dayalı olarak devam etmiştir. İran-Irak savaşı ve Körfez Savaşı sırasında da bu karşılıklı güven devam etmiş ve meyvesini Clinton döneminde (1992-2000) vermiştir. Clinton dönemine kadar Geliştirilmiş Ortaklık olarak adlandırılan ilişkiler Stratejik Ortaklığa yükselmiştir. 11 Eylül saldırılarının ardından ABD'nin dünyaya bakışı değişmiştir. ABD'nin dış politikasındaki önceliğini terörizmle savaş kavramı almış ve hedef ülkeler listelenmiştir. ABD için bu noktada Türkiye en önemli ülkelerden biriydi çünkü; Türkiye bölgedeki zengin petrol yatakları üzerinde oturan Arap ülkelerine karşı demokrasisi, serbest piyasa ekonomisi ve laikliği ile model ülke olarak görülmekteydi. Ayrıca Türkiye bu bölgenin iç dinamiklerini belirleyen ülkelerden biri konumundaydı. Türkiye'nin ABD'ye destek vermesi, ABD açısından bu mücadelenin İslam dünyası ile olmadığının bir kanıtı olarak sembolik bir önem taşımaktaydı. TBMM'nin 1 Mart 2003'te almış olduğu "tezkere" kararı, ABD Silahlı Kuvvetlerinin Irak'a Türk topraklarından geçiş izni çıkmaması ve ertesinde yaşanan Süleymaniye Baskını, Amerika ile Türkiye arasında süregelen "stratejik ortaklık" ilişkisinin de sorgulanmasına neden olmuştur. Tezkere krizi ile Türk-Amerikan ilişkileri onarılması güç bir darbe almıştır. 2004 yılında, önce ikili ziyaretler, ardından Türkiye'nin "demokratik ortak" sıfatıyla ABD'deki G-8 zirvesine katılması, aynı yıl Türkiye'de gerçekleşen NATO zirvesine ABD Başkanı George Bush'un gelişi Türkiye ve Amerika arasındaki buzların yavaş yavaş çözülmesi şeklinde yorumlanmıştır. Her ne kadar bu durum düzeltilmeye çalışılsa da Başkan Clinton zamanında Stratejik Ortaklık'a yükselen ilişkiler Başkan Bush zamanında sekteye uğramıştır. ; At the time of cold war, as common security policies agreed with eachother, the relations between Turkey and U.S.A. that were close allies went on with mutual confidence after the falling of Berlin Wall and the diffusing of Soviet Union. At the time of Iran - Iraq War and Gulf War, this mutual confidence went on and it beared at the period of "Clinton" (1992-2000). The relations developed with the name of corporation to the period of "Clinton" ascended the "strategic corporation". U.S.A.'s glance to the World changed after the attacks on September, 11. The priority at U.S.A.'s foreign policy was related to fight with the terrorism and the target countries were listed. At this point, Turkey was an important country for U.S.A. because Turkey was seen as a model country with its democracy, free market economy and secularism against arabic countries stayed on the rich petrol veins in the area. Moreover, Turkey was in a position that modified this area's internal Dynamics. Turkey's support to U.S.A. had got a symbolic importance as a prove that this struggle wasn't with Islam World. The decision of letter taken by Turkish Grand National Assembly (TGNA) on 2003, March 1, not giving a permission for U.S.A. Armed Force entrance to Iraq from Turkish territory and "Sulamaniya Descent" caused to interrogate the relation of strategic corporation between Turkey and U.S.A. . Turkey - U.S.A. relations took on the chin with the letter crisis. In 2004, firstly binary visitation, then Turkey's taking part in G-8 in U.S.A. with name of "democratic copartner", at the same time George Bush "The President of U.S.A." atttending to NATO congress in Turkey were commented as the relations were corrected at the period of "Bush".