1980 Sonrası Türkiye Ekonomisi-Enflasyon, Kamu Dengesi ve Dış Ticaret- Üzerine Analizler
In: Social sciences studies journal: SSS journal, Band 5, Heft 53, S. 7462-7480
ISSN: 2587-1587
2592 Ergebnisse
Sortierung:
In: Social sciences studies journal: SSS journal, Band 5, Heft 53, S. 7462-7480
ISSN: 2587-1587
1980'lerin başına kadar dışa kapalı bir ekonomiye sahip olan Çin bu tarihte başlatmış olduğu yapısal reformlarla birlikte kapılarını dış dünyaya açmıştır. Bu çalışmanın amacı; reformlar sonrası Çin'in dış ticaretinde meydana gelen değişmeleri değerlendirmektir. Bunun için Çin Ulusal İstatistik Bürosu (NBSC), Dünya Kalkınma Göstergeleri (WDI) ve Dünya Bileşik Ticaret Çözümü (WITS)'nden elde edilen verilerden faydalanılmıştır. Çalışmada, Çin'in 1995'ten beri dünyanın geri kalan ülkeleriyle sürekli ve mütevazı bir pozitif ticaret dengesi gerçekleştirdiği görülmüştür. 1990'larda dünya ihracatının %1,4'ini ithalatının is e %1,5'ini gerçekleştiren Çin'in 2018'da dünya ihracatının yaklaşık ,6'sını ithalatının ise ,34'ünü gerçekleştirdiği tespit edilmiştir. Bu durum kendisini dünyanın en büyük ihracatçısı ve ikinci en büyük ithalatçısı yapmaktadır. Bu çalışmada ayrıca Çin'in en çok ticaret yaptığı beş ülke ve Türkiye ile ticareti de ele alınmıştır. Çin ABD, Hong Kong ve Türkiye ile ticaretinde fazla Japonya, Almanya ve Kore ile ticaretinde ise açık vermektedir. ; Many researchers have already studied about the China's foreign trade with the world in general and with some specific countries in particular. Drysdale and Hardwick (2018) found that China has profoundly changed the way it engages with the rest of the world. The development of domestic markets -a key element of Chinese reform- has been significantly enhanced by integration into international markets via trade, investment flows, technology transfers, people-to-people exchanges and the spread of knowledge. Li and Jiang (2018) argue that integration into international production networks and global value chains has seen China evolve into a global manufacturing and trade centre, contributing to its rapid economic growth. Kızıltan (2004) discusses China's capability of being a super power. He asserts that China is an important regional power, and should be taken into consideration both economically and politically by all countries.
BASE
In: Ankara Üniversitesi SBF dergisi, Band 75, Heft 3, S. 839-869
ISSN: 1309-1034
İşsizlik pek çok ekonominin ortak problemi olsa da geleneksel ticaret teorisi tam istihdam, esnek ücretler ve sektörler arası faktör mobilitesinin tam esnek olması gibi basitleştirici varsayımlara dayandığı için ekonomistler genellikle dış ticaretin işsizlik üzerindeki etkisini ihmâl eden modeller üzerinde çalışmışlardır. Küreselleşme sürecinin de etkisiyle artan dış ticaretin istihdam yaratıcı ve/veya yok edici etkisi geleneksel ticaret teorilerinin dayandığı bu varsayımlar nedeniyle irdelenememektedir. Bu çalışmada Krugman Modeli (1980) eksik istihdam ve etkin ücreti varsayımları ile yeniden modellenerek işsizlik içsel olarak hesaplanmıştır. Modelde işçinin verimliliği firmanın seçtiği ücret düzeyine, denge ücret düzeyine, gelir vergisi düzeyine, dış ticaretin yarattığı rekabet faktörünün olumsuz etkisine ve yine dış ticaretin ortaya çıkardığı pazar genişlemesinin yarattığı olumlu etkiye bağlıdır. Fakat liberalleşmenin işsizlik seviyesi üzerindeki net etkisi belirsizdir. Bu etkinin yönü rekabetin yarattığı olumsuz etkiden ve pazar genişlemesinin yarattığı olumlu etkiden hangisinin baskın olduğuna göre değişiklik gösterecektir.
Afganistan devleti, 20. yüzyılın en çatışmalı ve istikrarsız ülkelerinden biri olarak bilinmektedir. Ancak 21. yüzyıl ülkede çatışmaların sona erdiği, barış ve istikrarın yeniden sağlanmaya çalışıldığı bir dönem olarak başlasa da ilerleyen yıllarda bu istikrar yeniden sekteye uğramıştır. Afganistan son 20 yılda kendi çabalarıyla ve aynı zamanda uluslararası toplumun yardım ve desteğiyle yapılan katkılar sonucunda birçok alanda önemli gelişmeler kaydetmiştir. Ekonomik, siyasi, askeri ve sosyal alanlarına yeniden yapılanma sürecine girmiştir. Özellikle ekonomik alana yönelik önemli adımlar atmaya çalışmıştır. Fakat Afganistan ekonomisinin büyük bir bölümü halen dış yardımların oluşturduğu mali yardımlara bağlı olup, kendi ulusal kalkınma sistemini hayata geçirene dek dış yardım ve yatırımlara bağlı bir ekonomik politikası izleme durumundadır. Bu amaçla Türkiye de Afganistan'a yardım ve yatırımda bulunan en baştaki ülkeler arasında yer almaktadır. Türkiye Afganistan'ın bağımsızlık, işgal ve özellikle yeniden yapılanma döneminde yardımlarını ve desteklerini esirgememiştir. Bu amaçla Afganistan'ın refaha ve istikrara kavuşması için ve gelişimi için Türkiye tarafından birçok alanda her daim desteklenmiştir. Afganistan'ın yeniden yapılanma süreci itibarıyla Türk-Afgan ilişkilerinde yeni bir sayfa açılmıştır. Türkiye Afganistan'ın yeniden yapılandırılmasında aktif bir rol oynamakta olup, bu rollerden biri ekonomik ve ticari işbirliği alanlarında gerçekleşmektedir. Bu araştırmanın amacı Afganistan dış ticaretinde 2001 yılı sonrasında yaşanan yapısal dönüşüm, bu yapısal dönüşümün Afganistan ile Türkiye arasındaki dış ticarete etkisinin incelenmesi ve Afganistan ile Türkiye arasındaki dış ticaret ilişkilerinin geliştirilmesine katkı sunulmasıdır. ; The state of Afghanistan is known as one of the most conflicted and unstable countries of the 20th century. However, the 21st century started as a period when the conflicts in the country ended, and peace and stability were tried to be restored, this stability was again ...
BASE
In: Sosyal Bilimler Dergisi, Band 24, Heft 1, S. 455-472
ISSN: 2667-8683
Dünya ticaretinin serbestleşmesi ile kaynakların etkin bir şekilde kullanılması sonucunda refahın artacağı öngörülmektedir. Ancak küreselleşmenin hızlandığı günümüzde dünya gelirindeki artışa rağmen dünyadaki gelir dağılımının adil olmadığı görülmektedir. Bu nedenle dünyadaki dış ticaretin refah ve gelir dağılımı eşitsizliği üzerindeki etkisinin ortaya konulması önemlidir. Bu çalışmanın amacı; üst-orta ve yüksek gelir grubunda yer alan 30 ülkede 2004-2020 dönemi için mal ve hizmet ihracatı, ithalatı, tasarruflar ve enflasyon ile gini endeksi arasındaki uzun dönemli ilişkiyi ve nedensellik ilişkisini araştırmaktır. Panel ARDL yöntemi ile yapılan çalışmada panel birim kök testi, eşbütünleşme testi, PMG tahmincisi ile katsayı tahmini ve nedensellik testleri yapılmıştır. Panel ARDL-PMG ve Dumitrescu-Hurlin nedensellik testinin kullanıldığı analizde ihracat, ithalat, tasarruflar ile gini endeksi arasında eşbütünleşme ilişkisi tespit edilmiştir. Gini endeksi üzerinde ihracat ve tasarrufların negatif, ithalatın pozitif bir etkisi olduğu saptanmıştır. Ayrıca ihracat, ithalat ve tasarruftan gini endeksine doğru nedensellik ilişkisi saptanmıştır.
In: Social sciences studies journal: SSS journal, Band 8, Heft 93, S. 22-24
ISSN: 2587-1587
Anahtar Kelimeler: Türkiye, Ortadoğu, Dış TicaretÖZET Doğal kaynakların yeryüzüne dengeli bir şekilde dağılmamış olması, iklim ve ürün çeşitliliği, üretim maliyeti ve tercihlerdeki farklılıklar dış ticaretin nedenleri olarak karşımıza çıkmaktadır. Ortadoğu bölgesi iklim koşullarının, yer altı kaynaklarının, üretim maliyetlerinin ve tercihlerdeki farlılıklarının yanı sıra stratejik önemi ile kendine özgü bir dış ticaret ortamına sahiptir. 2000-2010 yılları arasında Türkiye dış ticaretinde ihracatın yaklaşık olarak 114 milyar dolar, ithalatın ise yaklaşık olarak 185 milyar dolar seviyesinde gerçekleştiği görülmektedir. Bu dönemde, Türkiye dış ticaret değerlerinde büyük artışlar gerçekleşmesine rağmen ihracatın ithalatı belirli oranda karşılaması sonucu dış ticaret açığı ortaya çıkmıştır. Coğrafi konumu ve tarihi bağları sebebiyle sürekli ilişkiler içerisinde bulunduğumuz Ortadoğu bölgesi ile gerçekleştirilen dış ticarette, 2000-2010 yılları arasında (2000 yılı hariç) sürekli olarak Türkiye'nin kazançlı olduğu bir dış ticaret tablosu karşımıza çıkmaktadır. Bu durum dış ticaret açısından önemli sayılabilecek bir gelişmedir. Bu tez çalışmasında, 2000-2010 yılları arası Türkiye'nin Ortadoğu ülkeleri ile dış ticaret ilişkileri ele alınmaktadır. Dış ticaret değerleri ve ihracat-ithalatı yapılan başlıca fasıllar grafikler yardımı ile anlatılmaktadır. Çalışmamızda incelediğimiz Ortadoğu bölgesi; Irak, İran, Suriye, İsrail, Lübnan, Ürdün, Filistin, Yemen, Mısır, Suudi Arabistan, Kuveyt, Bahreyn, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri ve Umman ülkelerini kapsamaktadır.Keywords: Turkey, The Middle East, Foreign TradeABSTRACTThe factors that lead to the formation of the foreign trade are distribution of natural resources in an unbalanced way on earth, climatic differences on earth and accordingly different kinds of products produced, international price differences, differentiation of goods and pleasures.The Middle East has a unique environment in the foreign trade not only with its climatic conditions, underground resources, price differences, pleasures of consumption but also with its geographical location and strategic importance.Between the years of 2000-2010 in Turkey export of foreign trade is observed that approximately 114 billion dollars and import of foreign trade is the level of 185 billion dollars. Although between the years of 2000-2010 there is large increases in values of foreign trade in Turkey, the foreign trade deficit has emerged as a result of export satisfies a certain amount of import.Continuously a foreign trade chart in favor of Turkey is appeared between the years of 2000-2010 (except for the year 2000) in the foreign trade with Middle East that we have ongoing relationship because of geographical location and historical ties. This is so important improvement for unfavorable foreign trade of Turkey.In this thesis, foreign trade relations between Turkey and Middle East countries in the years of 2000-2010 are discussed. The foreign trade values and the main chapters in import-export are described visually with the help of graphics. In our study, we have dealt with Iraq, Iran, Syria, Israel, Lebanon, Jordan, Palestine, Yemen, Egypt, Saudi Arabia, Kuwait, Bahrain, Qatar, the United Arab Emirates and Oman countries in the Middle East.
BASE
Afganistan devleti, 20. yüzyılın en çatışmalı ve istikrarsız ülkelerinden biri olarak bilinmektedir. Ancak 21. yüzyıl ülkede çatışmaların sona erdiği, barış ve istikrarın yeniden sağlanmaya çalışıldığı bir dönem olarak başlasa da ilerleyen yıllarda bu istikrar yeniden sekteye uğramıştır. Afganistan son 20 yılda kendi çabalarıyla ve aynı zamanda uluslararası toplumun yardım ve desteğiyle yapılan katkılar sonucunda birçok alanda önemli gelişmeler kaydetmiştir. Ekonomik, siyasi, askeri ve sosyal alanlarına yeniden yapılanma sürecine girmiştir. Özellikle ekonomik alana yönelik önemli adımlar atmaya çalışmıştır. Fakat Afganistan ekonomisinin büyük bir bölümü halen dış yardımların oluşturduğu mali yardımlara bağlı olup, kendi ulusal kalkınma sistemini hayata geçirene dek dış yardım ve yatırımlara bağlı bir ekonomik politikası izleme durumundadır. Bu amaçla Türkiye de Afganistan'a yardım ve yatırımda bulunan en baştaki ülkeler arasında yer almaktadır. Türkiye Afganistan'ın bağımsızlık, işgal ve özellikle yeniden yapılanma döneminde yardımlarını ve desteklerini esirgememiştir. Bu amaçla Afganistan'ın refaha ve istikrara kavuşması için ve gelişimi için Türkiye tarafından birçok alanda her daim desteklenmiştir. Afganistan'ın yeniden yapılanma süreci itibarıyla Türk-Afgan ilişkilerinde yeni bir sayfa açılmıştır. Türkiye Afganistan'ın yeniden yapılandırılmasında aktif bir rol oynamakta olup, bu rollerden biri ekonomik ve ticari işbirliği alanlarında gerçekleşmektedir. Bu araştırmanın amacı Afganistan dış ticaretinde 2001 yılı sonrasında yaşanan yapısal dönüşüm, bu yapısal dönüşümün Afganistan ile Türkiye arasındaki dış ticarete etkisinin incelenmesi ve Afganistan ile Türkiye arasındaki dış ticaret ilişkilerinin geliştirilmesine katkı sunulmasıdır. ; The state of Afghanistan is known as one of the most conflicted and unstable countries of the 20th century. However, the 21st century started as a period when the conflicts in the country ended, and peace and stability were tried to be restored, this stability was again ...
BASE
Anahtar Kelimeler:Avrupa Birliği, Enerji Politikası, Enerji Kaynakları, Boru Hatları, Avrupa Birliği Dış Ticaretinde Enerjinin Yeri, Karbon PiyasalarıÖZETAVRUPA BİRLİĞİ ENERJİ POLİTİKASI VE DIŞ TİCARETİNE YANSIMALARIAvrupa Birliği'nin dünya üzerinde enerji tüketiminin en yoğun olduğu bölgelerden birisi olduğu, buna karşılık ise enerji kaynakları açısından ise yeterli imkânlara sahip olmadığı bilinmektedir. Bu kapsamda geliştirilen AB enerji politikası, hem enerjinin sadece bölgesel değil küresel etkileri olan bir sektör olması, hem de insanlığın ve dünyamızın geleceğini çok yakından ilgilendirmesi nedeniyle özel bir önem taşımaktadır. AB enerji politikası, rekabet gücü, enerji arzının güvenliği ve çevrenin korunması arasında bir dengeye vararak, toplam enerji tüketiminde kömürün payını korumayı, doğalgazın payını artırmayı, nükleer enerji santralleri için azami güvenlik şartları tesis etmeyi ve yenilenebilir enerji kaynaklarının payını artırmayı hedeflemektedir. Bu çalışmanın amacı; enerjinin Avrupa için önemini ortaya koyup, enerji politikalarının Avrupa Birliği'ndeki yerini belirleyerek, bu politikaların birliğin dış ticaretine olan etkilerini ortaya koymaktır. Buradan yola çıkarak, çalışmanın ilk bölümde öncelikle Avrupa Birliği'ni kuran anlaşmaları ve entegrasyon süreci anlatılıp, enerjinin Avrupa Birliği'nin kuruluşundaki önemine vurgu yapılacaktır. İkinci bölümde, Birliğin enerji politikalarının tarihsel gelişimini, hedefleri, eylem planları, enerji sektöründe iç pazar oluşturulmasına yönelik çalışmaları, enerji politikası araçlarının neler olduğu anlatılıp enerji politikalarıyla olan bağlantıları irdelenecektir. Üçüncü bölümde, diğer bölge ve ülkelerle olan enerji ilişkileri incelenecektir. Dördüncü bölümde, enerji politikaları kapsamında Avrupa Birliği ve Türkiye için bazı önemli doğalgaz ve petrol boru hatlarını ayrıntılarıyla anlatılacak, son olarak da dünya enerji görünümü, Avrupa Birliği'nin ekonomik durumu, dünya ekonomi ve ticaretindeki yeri, ithalatı ve ihracatı, enerji çeşitleri, rezervleri, kullanımları, enerji rakamlarının Birliğin ticaret ve bütçesindeki yeri, karbon emisyonları ve karbon piyasaları anlatılacaktır. Keywords : European Union, Energy politics, Energy resources, Pipe Lines, The place of Energy in European Union Foreign Trade, Carbon MarketsABSTRACTEUROPEAN UNION ENERGY POLICY AND EFFECTS ON ITS FOREIGN TRADEIt is known that European Union is one of the highest energy consuming areas of the world, but this area has not that much energy producing facilities. In this scope, European Energy politics takes a special importance not only because the energy politics have global effects rather than regional ones but also it is important to the future of the world and humanity also. The crucial aims of the European Energy Politics is to stabilize the share of the usage of coal, increase the usage of natural gas in aggragate energy production, to put into practice the maximum safety levels to the nuclear reactors and to increase the share of renewable energy production by creating a balance between competition, the safety of the energy supply, and the protection of the environment.The aim of this project is to determine the place of the energy politics in European Union and the effects of these politics to the foreign trade, by underlining the importance of energy for Europe. In the beginning of the Project the agreements that founded European Union and the entegration period will be evaluated by emphasizing the importance of the energy in the foundation period of the union. In the second part the historical development of the energy politics, the aims of them, action plans, the efforts for creating a domestic market in energy sector, and the tools of the energy politics will be told, briefly. Third part is to evaluate the relations of the Union with other countries. Consequently, at the fourth part, some oil and natural gas pipe lines which concerns both Turkey and European Union in these energy politics scope will be discussed in detail. And the view of the world's energy resources, the economic structure and situation of European Union ,the place of the Union in world economics, the export and import levels, the different types of energy being used, the situation of the resources and the usage of them, the share of the energy in European Union budget, carbon emissions and carbon markets will all be discussed also.
BASE